Ozlemek cok garip birsey. Ozledigin zaman bir kere neden ozledigini cozmek zorundasin. Ozledigini anlamak zor oluyor aslinda...nerdeyse birini sevdigini anlamak kadar zor. Birine ihtiyac duydugunu bilmek, birine mutlulugunu baglamak, onlarin muhabbetine ihtiyac duymak, insanin gururunu oksayan seyler degiller. Hic birsey kitaplardaki, filmlerdeki gibi olmuyor ki. Insanlar duygulariyla cok savasir, icten icte, bin kere dusunur, emin olamaz. Genellikle kor olur uzun bir sure, duygularinin gercekligine. Bazense, anladigindada, gec olmus olur zaten.
Ozlemekte onun gibi. Yanimizdayken, onlarin degerini bilmeyiz, onlara ne kadar bagli ve muhtac oldugumuzun farkinda degilizdir, duygularimizin derinligini ancak, cok uzaklara gidip, ayri hayatlarda buldugumuzda anlariz, onlara olan arzumuzu (ask olarak degil), onlara olan bu "yearning". Yanlarinda olup, seslerini duyup, sohbetlerine duydugumuz ihtiyac. Cunku, onlarin bir cift sozu, milletin saatlerce dil dokmesine yakindir. O iki sozyle, seni guldurebilir, aglatabilir, icini rahatlatabilir. Seni cok mutlu edebilir.
Bir seyin yada birinin ozlemini cekmek guzel oldugu kadar da, insani zorlayan birseydir. Ozlemle yasamayi bilmek, insani yogururken katilastirir. Hemde cok. Ozlemle yasadigin icinde, yanina vardiginda sasirirsin. Uzaktayken, hayaller kurarsin, ama gercegi ya cok daha guzel olur, yada hayallerinin cok altinda kalir. Sense...bunu belli etmemek icin elinden geleni yaparsin. Ama, karsindaki sezer, birseyler kirilir ikinizina rasinda.
Icinde bir alevi dinmek bilmeyen ates gibidir. Yanar, alevlenir, ve tekrar tekrar sen kendin beslersin. Resimlerine bakarsin, gonderdigi mesajlarina...tutarsin goz yaslarini. Ozlemissindir, ama bunu soylemek artik anlamini yitirmistir, cunku senin yerin onda eskisi gibi degildir, onemini yitirmissindir. Sadece sana geri donmesini beklersin. Arkadasligini korumak, yeniden yesertmek istersin, ama elinde olan birsey yoktur...yapamazsinki.
No comments:
Post a Comment