In a total chaos, loss amid vagueness and the senselessness of it all, basking in obscurity.
Tuesday, March 27, 2012
Aptalca, bos yere ozlemek.
"Cok sebepsiz, cokta aptalca. Tanimiyorum, bilmiyorum seni bile. Ama aklima girdin, hemde cok alcakca. Ozluyorum seni. Ruyalarima girdin, sonrada hayal kurmaya basladim, koyun gibi. Dur diyemiyorum, cunku hafiften yanlizlik ruzgarlari eser gibi oluyor, gelecegi dusunuyorum, hafif bir korku urpertisi iniyor boynumdan asagi. Nedense bir umut gibi buyuye verdin icimde, en derinligimde, bir kadinin rahminde buyuyen bir bebek gibi. Isindim sana, bastan olmasada. Uzaktan. Icimde buyudun, kendi kendime buyuttum seni. Halbuki...halbuki kim bilir sen ne dusunuyorsun benim hakkimda? Istedim sonra seni. Aslinda ilkten beklenmeyen ve istenmeyen bir hamilelik gibi. Ama sonradan, nedenini anlamadigim bir sekilde cok istedim seni. Belki yanlizligimdan, belkide olmeye baslayan umudumdan, kim bilir, belkide sende bir sey gordum su anda mantikli bir aciklamasini farketmedigim bir sekilde. Belki, anca yillar sonra anlayip soyliyebilcegim. Her ne ise, icime dustun, yavas yavas kivilcimlar parliyor, atese donuyor her gecen gun ve ben bu icimde buyuyen umudu, istegi, sevgiyi durduramaiyorum. Korkuyorum artik dudaklarimdan dusucek olan sozlere. Elbette, kalbimden, beynimden bir yerlerden geliyor, buda beni efkarlandirip, saklanma icin beni durtuyor. Kork diye bagriyor icimden bir ses. Ama ayaklarim, sana dogru yurumek istiyor. Durduramiyorum kendimi, Allah'im sen bana yardim et."
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment