In a total chaos, loss amid vagueness and the senselessness of it all, basking in obscurity.
Thursday, February 9, 2012
Aclik
Acligin o kadar cok degisik cesitleri var ki...ama en onemliside...bildigimiz asil aclik. Masada yada oturma odasinda oturupta mutfaktan gelen tavuk veya vs. gibi gelen etlerin kokularina icimize cekip, "ya hadi, yemek hazir degil mi, anne, anneanne vs" deyip sabirsizlaniyoruz. Cogu zaman elimizde olanlarin kiymetini bilmeyen bir varligiz biz insanlar. Yoklukla bile buyusek, cok cabuk alisip, olmamanin nasil birsey oldugunu unutup, geride kalanlari anlamaksa bir hayal oluyor. Dogruya dogru, tok acin halinden ne anlar? Anlamaz. Mutfakta hazirlanan yemeyi beklemek bile sabrimizi zorluyor cogu zaman bizim...hadi olsada yesek...hayal ediyoruz bogazimizdan gecen lokmalalari. Heyecanla onumuze gelicekleri bekliyoruz. Ama kacimiz her gun dusunuyoruz ac, susuz olanlari, evsiz bu sogukta disarlarda yasayanlari? Yada baskalarinin yaninda, "siginti" kelimesini verdigimiz insanlar? Onlar ne yapsinlar? Onlarin bunlara karsi durucak gucleri yok, isyan edicek takaatlari bile kalmamistir buyuk bir ihtimalle. Ya onlar napsin? Kacimiz onlari dusunuyoruz, sonrada icimiz burkulup aclar icin birseyler yapmaya calisiyoruz? Kacimiz buna gercektende dur demek istiyor?
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment