Basliklar, giris, gelisme ve sonuc...hayat bir essay gibi, yada roman gibi olsaydi aslinda, insanlar hayatlarinin degisik sayfalarini daha kolay belirler, hangisi test, hangisi degil secebilir, sarsintilari hisseder ve onlari daha oncede belirgin bir sekilde cozerdi...ama hayat boyle degil. ama tipki bir hikaye, bir siir, bir roman gibi ansizin bir firtina geliyor, acimasiz bir yazarin muzur aklindan ve sihirli parmaklarindan tamda hayatinin gobegine koyuluyor, engeller, problemler, alinmasi gerekenler, yuzlesinmesi gerekenler, hersey gene, iyi, guzel, saglam ve manali bir roman gibi mukemmel bir yuvarlak olup ikinci levela cikiliyor..aciliyor..ve hayat, roman, siir, hikaye boylece tamamlaniyor. Budaklama zamani geldi; dinlenip tekrar hedefleri gozden gecirip, enerji depolayip, beyni odaklamak, ruhunun gidasini verip, motivasyonunu yenileyip tekrardan calismaya baslama zamani...
zaman, son bahar zamani :) (ironiyi biliyorum, ama sonbaharlarim benim, en mutlu oldugum gunler, ende bana ugurlu gelen zaman :)
No comments:
Post a Comment